Haqqinda.az

KANLI ÇİFTLİK

başlık.KANLI ÇİFTLİK"devamı"
ekrem güneşli

Derviş Bey, ayakta dikiliyor, gözleri çakmak

çakmak, elinde kamçı, "bana bak Kahya ! Bu sefer

Behram denen adamın işini bitireceksin, yanına çift

likten iki kişiyi daha al, " Yılanlı kayanın oradan

geçecek gelin alayı, Behram, yeni evlendiği kızla

açık sarı bir Renaultun içinde, arka koltukta oturu-

yor, istihbarat aldık, dürbünlü tüfekle, nişan al ,

İnziloğlu Beyinin işini bitir, kızı öldürmeyin !" dedi..

* * * *

Yılanlı Kaya, adından anlaşıldığı gibi yılan

yatağıdır. Kayaların içinde birçok mağara vadır,

ve iç içe geçmiş olarak, tam çiftliğin altında geçer

Kahya Davut ile biçerdöver sürücüsü Mustafa ayrı

ayrı bir kayaya siper almış, gelin konvoyunu bek-

lüyorlardı. Uzağa da iki gözcü koymuşlardı.Onlar da

aşağıdan geçen yolu gözlüyordu.

En önde, sarı bir Renault, önü çiçeklerle süslen-

miş, arka camda gelin ile damadın ad ve soyadı-

nın baş harfleri vardı. Behram Bey, ile yeni evlen-

diği -kız "eşi olacak" arka koltukta oturuyor, Bey

çok endişeli görünüyordu. Direksiyonda, Hasan

vardı. Onun arkasından gelen, kahve rengi bir taksi

de ise, Hasanın karısı ve çiftlikten birkaç kadın var-

dı. İri bir kartal, bir kayadan, havalandı, gökte

geniş daireler çizmeye başladı. Beyin, gözü kaya

lara gitti, kayalar o kadar çoktu ki, her kayaya bir

adam siper alsa, rahat kendisini vururlardı.

Yüzünde biriken terleri ipek mendiliyle sildi, ak

duvağı içinde peri kızı gibi güzel Elif kıza baktı.

Kız, Beyle evlendiği için mutlu görünüyordu.

Gelin taksisini takip eden eli kaleşli korumalar

arabanın önüne geçti, araba yavaşladı. Ve çok

yavaş gitmeye başlamıştı. Korumalar, ellerinde

kaleşler, kayaları süzerek yürüyorlardı

Yolu gözleyen iki kişi, keçi gibi çevik bir hareket-

le, kayalara tırmanırken, " gelin alayı yaklaşıyor !"

diye bağırdı.

Behram Bey, Yılanlı kayayı görünce, ürperdi.

Yılanlı kaya, adı gibi uğursuz bir kayaydı. Yıllar

önce, bu kayanına altında geçen yoldan giden gelin

alayını , bir kayadan havalanan iri bir kartal , yasa

boğmuştu. Kartaldan ürken at, üzerindeki gelini

atmış, talihsiz kız ölmüştü. Elif, duvağının altından

pencereye bakıyor, gelin gittiği çiftiliğin hanımı

olacağı için, güzel düşler kuruyordu.

Birden, kayalardan kurşun yağmaya başladı.

Korumalar da yere yatıp karşılık verdi...

Behram Bey, vurulmuştu, ama vurulduğunu anla

mamıştı. Elif, çığlığı bastı. "Kan !" dedi..Vurulmuş

bey ! İmdaaat !" dedi..Hasan arabayı durdurdu

Arka kapıyı açtı. "Beyim ! İyi misin ?" dedi..Bey

hafif gülümsedi, sonra başı , yana düştü. Elif,

beyin üzerine kapandı.


* * * *

O gün, İnziloğlu çiftliğinde ağıt ve üzüntü

vardı. Elif, başına siyah bir eşarp bağlamış, gelen

lerin baş sağlığı dileklerini kabul ediyordu.

SON BÖLÜM