süt kuzusu
başlık süt kuzusu
ekrem güneşli
Babam, o tarihlerde küçük bir kasabaya tayin
olmuştu...Yazları tatilimizi kasabada geçiriyorduk
İstanbul gibi, büyü bir şehirde, doğup büyüyen için
taşra hayatı sıkıcı gelebilir, ama babamın yalınız
yaşamasına gönlü razı olmayan annem, "Ertan
oğlum, naklini yaptıralım, Lise'yi orada oku !"dedi.
İstanbul'da, kız ve erkek arkadaşları olan, biri için
kasaba hayatı bana sıkıcı gelmişti ilk günlerde,
Kasaba kızlarının, daha tutucu ve daha soğuk olaca
ğını düşünüyordum...Oysa, yanıldığımı anladım...
Kızları çok güzeldi, ve çok çekiciydi...Kızlar için
ilginç bir tiptim onlara göre. "Ertan ! İstanbul çok
mu güzel ? Kız arkadaşların var mıydı orada ?"
diye soru yağmuruna tutuyorlardı. Erkek öğrenci
lerle, ilk günden aram açılmıştı...Okul Müdürü
Cihat Bey, " Çocuklar, aranıza yeni bir arkadaş
geldi !" dedi.."Arkadaşınız buranın yabancısı, ona
yardımcı olun !" dedi..Sonra bana dönerek:
" Adın Ertandı değil mi ?" dedi..
"Evet efendim !" dedim. "Senin daha önce
okuduğun liseden, nakil belgen gelmedi evladım
Babana söyle de en kısa zamanda nakil belgeni
göndersinler !" dedi..
"Baş üstüne efendim !" dedim
Babam, " oğlum, okuluna , arkadaşlarına ,öğret
menlerine alışabildin mi ? "dedi..
"Alıştım !" diye yalan söyledim. Oysa, ders
aralarında hep yalınız geziyordum okulun bahçesin
de...Sevda, adındaki kızın, erkek öğrenciler ile
arası çok iyiydi, " Ertan'ı da aranıza alın !"dedi..
Okulda, diğer öğrencileri de kışkırtan, müteahhitin
oğlu Ahmet,ti, " Sevda ! Sen İstanbullu v....
avukatı mısın ? "dedi.."Kızım, başına büyük işler
açmak istemiyorsan, uzak dur o çocuktan....!"
"Bak Ahmet, o çocuğun kime zararı var...!
İçinizde, en akıllısı, zekisi o çocuk, onu kıskanıyor
sun ! Futbol, oynarken, dikkat ettim, çocuğa pas
vermediniz !" dedi..
Sevda, çok güzel bir kızdı...Yeşil gözlü, bembe
yanaklı, gülünce gamzeleri görünen ,kıvırcık, sarı
saçları ta topluklarına uzanırdı, okul, basketbol
takımının kaptanıydı ayni zamanda...Çalışkan bir
kız olduğu için, öğretmenleri tarafından da çok
seviliyordu...Cebir, geometri, ve edebiyat derslerin
de, notları hep pekiyiydi..
" Çekil başımdan kız ! Başımı sabah sabah
belaya sokma ! "dedi Ahmet.
Ahmet, bana yakınlık gösteren bazı erkek öğren
cileri de tehdit etmiş. "İstanbul'luyu anasından
doğduğuna pişman edeceğiz, gözünü korkutalım
pılısını pıtısını toplayıp gitsin v...!" demiş...Filiz ile
bir kız bana geldiler, bahçede, topla antreman
yapıyordum, "Ertan...Sen iyi bir çocuksun ! Uyma
o serseriye.!..Ayni zamanda, kalleşin biridir, okula
yalınız gelme, dikkat et kendine !" diye tembih
ettiler bana. Babam, bir bankada müdürdü, bütün
gün, müşterilerle cebelleştiğinden, eve yorgun
geliyordu, çoğu kez, yemek bile yemeden, otur-
duğu yerde uyuyup kalıyordu...Ablam Bahar, ile
eniştem, iki yeğenim, uzun zamandır, Almanya'
daydılar..Eniştem, "Türkiye Cennet gibi bir ülke
Avrupa'nın nesini beğenirler, gelsin de görsünler
insanlık var mı ? Dıştan kuzguna yavrusu şirin
görünürmüş ...!" diye ülke özlemini dile getiren
mektuplar yazıyordu. Babam, "Murat , emekli olsun
gelsin, ben de yoruldum zaten, ben de emekliliğimi
isterim, bir spor mağazası açarız, diye hülyalar
kuruyordu...
* * * * -*
Okula yavaş yavaş alışmıştım..Sınıfta erkek
ve kız öğrencilerle de iyi anlaşıyordum...Fakat
Ahmet ve Sedat, la aramızda soğuk rüzgarlar
esiyordu... Beni takip ettiklerini seziyordum..
Okuldan hangi saatte çıktığımı, hangi saatte eve
gittiğimi, sabah kaçta yola çıktığımı, kimlerle
arkadaşlık ettiğimi , biliyorlardı...Belki de ben ben
öyle bir kuşkuya kapılmıştım...Ama, içimden bir
ses, "Ertan oğlum ! Bunlar, seni tuzağa düşürecek
ler !" diyordu..Sevda!nın kız arkadaşı Figen,
birgün okuldan çıkmış, çarşıya gidiyordum, otomo-
bilini durdurdu, beni aldı. " Ertan, seninle konuş-
mak istiyorum !" dedi.."Gülümsedim. "Seni dinli-
yorum dedim. "Bak Ertan, seni severim, Fikret'le
ben senin iyiliğine çalışırız, Sedat, üstünde, sustalı
taşıyor....! Biliyorum, ciddiye almıyorsun bizi...!
Sen de, yanına birşey al, koru kendini !"
"Sağolun arkadaşlar ! Korkunun ecele faydası
yok ki...O adamların gözü dönmüş ! Okula tabanca
ile gelenler bile varmış ...Okul, idaresi , bu adam-
lara ses çıkarmıyorsa, ben ne yaparım !"
"Okul idaresi de yılmış...! Bunlar, sokak
çetesi kurmuşlar, küçük kasaba burası, herkes
bir birini tanır...!"
Çarşıya gelince otomobil yavaşladı, İndim.
Figene teşekkür ettim...
******
Havalar birden soğumuştu. Erkenden sobaların
kurulması, kışın erken geleceğini gösteriyordu.
Okula, paltomu giyerek gidiyordum. Okulla evin
arası bir bir buçuk saat çekerdi. Yalınızdım...
Arkamdan, ayak sesi duydum...İki kişinin beni
takip ettiğiğini anlamıştım...Ama, korktuğumu belli
etmemeliydim..Kalın bir ses, " Süt kuzusu !
Kızların yanında, dikleniyordun, haydi şimdi de
diklen !" dedi..Sesi tanımıştım, Sedat'tı bu...Onun
yanındaki de köpeği tlki Selim 'di, Ahmet'in içki
arkadaşı...Biri önüme geçti, "ben sizinle kavga
etmek istemiyorum !" dedim..Sedat , kaba kaba
güldü...Selim, sustalıyı yüzüme attı, kan içinde
kaldı yüzüm, canım o kadar yanmıştı ki, yumruğu-
mu çenesine indirdim, sersemledi, elindek sustalı
yere düştü...Ama kafama, arkadan biri öyle sert
birşeyle vurdu ki, yere düştüm...Gerisini hatırla-
mıyorum...Hastanede açtım gözümü, bir an kafamın
içini boşaltılmışlar gibi geldi bana...
" Kimdim ben ? Nereye gelmiştim ? Annem
babam kimdi ? Allah'ım, çıldıracağım...Hiçbirşeyi
hatırlamıyorum...
Hemşire, "Doktor bey, hasta şokta galiba
diyor. Doktor, "geçici bir hafıza kaybı, zamanla
düzelir diyor
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 625 Bölmə: Sevgi varmı?