Bu gülün hikayesidir;Yaban Gülünün... Nesrinin hikayesidir. Kokusunu Resulullah Efendimizin kokusundan, tohumunu O’nun göz yaşından almış, Nesrinin hikayesidir. İki cihan güneşine daha Peygamberlik görevi verilmeden O dağlarda Yaradan’ını arar, sabahlara kadar dua eder, göz yaşları içinde evine dönerdi. O kadar çok ağlardı ki; göz pınarları kurur sanırdınız. Evine zevcesinin yanına döndüğünde bitap düşer, uyuya kalırdı.
Yaradan’ını arardı…Yaratılış gayesini bilmek isterdi…Günlerden bir gün o kadar çok ağlamıştı ki, oturduğu yer göz yaşlarıyla ıslanmıştı…Ve oradan başını gökyüzüne dikmiş bir fidan yükseldi… Rengarenk çiçekler açan bir fidan… Derler ki, işte bu Yaban Gülüdür, Nesrindir…
Nesrin yaban gülü oldu, dağlarda büyüdü. Tohumunu aldığı Yaradan’ının sevgilisinin olgunlaşıp Resul olduğu gibi onun da zamanı geldi o da goncaya durdu, açtı. Ve zaman oldu etrafına misk-i amber kokuları saçtı aynı Peygamber’im gibi.
Nesrin yaradılış hikmetlerini de bildi… Sevdalılara çiçekti O, bülbüle dert ortağı… Bazen hedefti, bazen gaye… Alpaslan’da Anadolu’ydu... Fatih’in elinde, İstanbul’du… Yavuz’un elinde Adalet… Kanuni’de Viyana’ydı… Tapduk’da Yunus’tu… Şeyh Edebalide Osmancık’tı… Mevlana’da hoşgörüydü… Somuncu Babanın elinde yoğrulan hamurdu… Rabiya’da tesettür… Atam Ahmet Yesevi’de hayat felsefesiydi, Yesevi Ocağında pişen aştı…
Yaban gülüydü O. Sevgililerin, sevdasına gıpta ile baktığı Nesrindi, Güldü… Ocakta tüten ateşti, gönlümü yakan sevdaydı. Adalete yarıştı, birlikti, dirlikti. Bazen fırtınalı günlerimde Şefaatine sığındığım limanımdı O… O Nesrin di… Kokusunu Resurullah’ tan, tohumunu onun göz yaşından almış Güldü O, Yaban Gülü idi…
Biz, O sevdanın peşinden koşarız…Göz yaşlarıyla yoğrulmuş hamurumuzla…Ve biz Nesrini Allah’ın Resulünü sevdiği gibi, sevme gayreti içindeyiz….
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 229 Bölmə: Sevgi varmı?