başlık: YENGEM
ekrem güneşli
- I-
Emin, amcamın ölüsünü çobanlar, bir dere yata-
ğında bulmuşlar. Göğsünden üç dom dom kurşunu
çıkmış. Jandarma cipi, bizim evin önünde durdu,
içinden bir Onbaşı dört de asker indi, kapıyı dövdü-
ler, akşam ezanı okunuyordu. Babam, kapının önü-
ne çıktı, dışarda ne konuştularsa, içeri girdiğinde
yüzü kireç gibi bembeyazdı. Ayakta zor duruyordu.
Fidan yengem, "kaynım cendermeler niye gelmiş?"
dedi..Babam, "ne söyleyeceğimi bilemiyorum
gelin !"dedi.."Başın sağolsun !" Camdan, bakıyor-
dum. Jandarma cipi uzaklaştı.
Fidan yengemin nutku tutulmuştu sanki, Evleneli
altı ay olmuştu. Babamın yüzüne şaşkın şaşkın
bakıyordu. "Kaynım, yoksa babamı mı vurmuşlar ?"
dedi..Babam birden hönkürdü, "Aslan kardaşım !
Gitti, koç yiğidim gitti !" diye elini çenesine götüre-
rek ,ne ayağa kalka bildi ne de konuşabildi.
Fidan yengem, " yoksa Emini'me mi birşey oldu
kaynım !" dedi..Babam, hıçkırıktan konuşamıyordu,
ancak başıyla işaret ediyordu. Yengem"Emiiiin !"
diye saçını başını yolmaya başladı, ağıt sesine
anam da girdi içeri. Ben de ağlıyordum. "N'oldu
Fidan ? Niye ağlıyorsunuz ? Yengem, anama sarıldı
" Emini'mi vurmuşlar !"dedi..Anam, "sabah tarlaya
gitmedi mi kaynım ?"dedi..Yengem, " gitti, erken-
den, moturu çıkardı, tarlayı sürmeye gittiydi...
Oyyy ! Yüreğim daralıyordu bir kaç gündür...
İsmayıl'ın yeni yetmesi kör gözüne s...eli belinde
seyip geziyordu. En sonunda ocağımı yıktılar...
Kör olası İsmayıl, bende gözün vardı madem, erkek
çe gelsen ,babamdan isteseydin, bir kızı bin kişi is-
ter, birine nasip olur...! Emin'in ne suçu var bunda,
senden önce davrandı, istedi babamdan vardım...
Yengemin göz yaşlarına dayanamadım...Öfkeyle
amcamın yatak odasına girip, sandığın anahtarını
kilimin altından alıp, açtım, amcamın Beratta marka
tabancası bir beze sarılı duruyordu. Ellerim titreye-
rek, tabancayı aldım, ceketimin altına sakladım,
tam dışarı çıkarken, yengem, "Fahri ,ceketinin altın
da sakladığın ne yengem !"dedi. Kendimi kaybet-
mişim, " Deli Şefket'i de ben vuracağım yenge !"
dedim. Yüzüme iki tokat attı. Gözümden çıngı çıktı
sanki..." Her şeyin bir sırası var !" dedi.."Acımın üs-
tüne bir acı da sen ekleme !"
Askeri cip, yine geldi, Bir jandarma cipten indi
pencereden gördüm. "Jandarmalar !"dedim. Yen-
gem, tabancayı benim elimden aldı, içeri gitti.
Babam, bitkin ayağa zor kaltı, gitti kapıya.
Tekrar geldi, " jandarmalar, kardaşımın vurulduğu
yerde keşif yapacaklarmış !" dedi.."Amcamın
ölüsünü ben de görmek istiyorum baba !"dedim
Askeri cipe bindik, Savcı Bey, "tamam gidebiliriz"
dedi..Babam, "kardaşımı kimin vurduğu belli mi ?
Savcı Bey "dedi..Onbaşı, " vaka yerinde, şüpheli
birini yakaladık !" dedi. "Sorguya çektik, Emin'i
ben vurdum "dedi.."Kardaşınızın borcu varmış ,bor
cunu vermediği için vurmuş...."
Babam, " Bu işte bir yanlışlık var Onbaşım !"
dedi. "Kardaşımın kimseye borcu yok, az-çok köy-
de varlıklı üç aileden biriyiz....! Bu şaşırtmaca ben-
ce...!"
Askeri cip, Kanlı kayanın orada durdu. İndik.
İki jandarmanın arasında, elleri kelepçeli, sakalları
uzamış, siyah kasketli, kasketinin tepesi yırtık, şal-
varlı, kara-kuru bir adam, ürkek nazarlarla bize
bakıyordu. Jandarma Onbaşısı, "Bu adamı tanıyor
musun ?" dedi babama. Babam, "bizim köyden
değil !" dedi.. Amcam, üstü gazete kağıtlarıyla
örtülü dere yatağında yatıyordu. Yalınız ayakları
dışardaydı. Amcamın ayaklarını tanıdım...Uzun ve
taraklıydı . Savcı Bey, "Bu adam, öldürdüğün Emin'
in, ağabeyisi, kardeşinin kimseye borcu olmadığını
söyledi...Bize doğruyu söyle, Emin'i niye vurdun ?"
"Karım' la yakaladım ikisini, çekip vurdum !
Hiç pişman değilim, namsumu temizledim savcı
Bey...! İnsan, namusu için yaşar..."
"Yalan söyleme...! Kardeşi, sabah tarlaya git-
ti dedi. Adamın cesedini çobanlar dere yatağında
bulmuşlar...! Kim, azmettirdi seni !? "
Adam, titremeye başlamıştı. "Söyleyemem
Söylersem, vururlar beni !"
Savcı Bey, "Götürün bunu !" dedi. "Doğruyu
söyleyinceye kadar, nezarette kalacak..."
Sonra, gazete kağıdını bir jandarmaya aldırdı
Savcı Bey...Emin amcamın cesedi ortaya çıktı.
Alnının tam oratsında, kurumuş bir koyu bir kan
lekesi göze çarpıyordu. Kareli gömleğinin sol cebi
kan içindeydi..Gözleri sanki insana bakıyor gibiydi.
Babam, jandarmaların ortasında giden adama
"tüh !Allah belanı versin !" diye tükürdü. Ağlamaya
başladım. Savcı Bey, "adli tıptan morg raporu gelsin
definine izin veririm !" dedi..Babam, "kardaşımı
morga mı kaldıracaksınız Savcı Bey !"dedi..
"Evet...Cinayet tam aydınlanmadı...Çifte de
bulunamadı...Balistik rapor, çobanların ifadesi de
alınacak...Yalınız, saçmaların vücutta dağılmasın-
dan, çok yakından ateş edildiği anlaşılıyor..."
* * * *
Amcamın katlil olduğu söylenen adam, duruş
mada, Hakim Beye, " Emin'i ben öldürdüm, başka
bir şey söylemiyorum !" diye ifade verince, başka
kimse tutuklanmadı. Yengemin, erkek kardeşi
Hilmi, "bacımı götürmeye geldim !" dedi..Babam,
"kızım, abin seni götürmeye gelmiş, bizimle kalır-
san, başımız üstünde yerin var, yalınız, gençsin
sana, kardaşımın yasını tut dersem haksızlık ederim
karar senin " dedi..
Yengem, göz yaşları içinde, "kırkı bile çıkmadı
Eminin'im !" dedi."Abim, çok sinirli biri, içim gitmek
istemiyor, ama bir tatsızlık ta çıksın istemem...!
Kaderim, ne ise razıyım, Allah sizden razı olsun
yemgem de sen de bir güne bir gün ,hatırımı kır-
madınız ! "dedi..
Hilmi, yengemin gelinlik sandığını traktörün
vagonatına attı, sonra, yataklarını, kap-kaçak
eşyalarını yükledi, kendisi de vagonota bindi,
gitmeden önce, bana, anama sarıldı, ağladı.
Sonra, babama" hakkınızı helal edin kaynım !" dedi.
Babam,"helal olsun kızım !" dedi.
Traktör, uzaklaşıncaya kadar pencereden
baktım.
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 723 Bölmə: Sevgi varmı?