GÜLLÜ BASMA
GÜLLÜ BASMA "film öyküsü"
HAPİSHANE KOĞUŞU -İÇ-AKŞAM
Hapishane koğuşu. ,İç-Akşam- çift ranzalı
karyola..Mahkumlar, kimi uyuyor ,kimi yanın
dakiyle konuşuyor. Mert Ali, elleri ensesinde
gözleri tavana dikili bakıyor. Bir gardiyan içeri
giriyor-demir-zincirli kapı- "sayım var diyor"
Mahkumlara bakıp sayıyor.
GÖRÜŞ GÜNÜ- HAPİSANE AVLUSU DIŞ-GÜN
Mahkumları ziyarete gelen, kadın-erkek -köylü
şehirli-her meslekten -insan var. Kalabalığın
içinde Mert Ali'nin annesi de var. Bir bankta
oturuyor. Yanında da bir genç kadın var.
Genç kadın, "Teyze içerde senin kimin var ?"
diye soruyor. Yaşlı kadın, " Oğlum var diyor
Genç kadın, "Suçu ne die soruyor. Yaşlı kadın
gözlerini kırpıştırarak, içini çekiyor, "babasını
vuran adamın, amcasının oğlunu vurdu..Yaşlı
kadın, genç kadına "Senin kimin var ?"diye soru
yor, "Kocam yatıyor "diye cevap veriyor. Bu
esnada dalgalanma oluyor. Gardiyanlar,
"İçeriye hiçbirşey sokulmuyacak...!Müdürüyetin
kesin talimatı var, yiyecek giyecek getirenler
getirdiklerini Müdüriyete teslim edecek kontrol
den geçirildikten sonra içeriye verilecektir.
Bir yaşlı kadın, "Gardiyan bey oğlum, oğluma
iç çamaşırı getirdim, veriyim mi ?"diye soruyor.
Bir gardiyan öfkeli, " gözünü yidiğim teyzeciğim
bangır bangır bağırıyoruz, duymadın mı ?"diye
söyleniyor. Yaşlı kadın, "ah oğlum ! Kulağım az
duyuyor diyor. Genç bir kadın, yanındaki kadına
"geçen hafta dört mahkum, koğuşta tünel kazarak
kaçtığı için işi sıkı tutuyorlar !"diyor. Yaşlı kadın,
"Allah ne hastaneye ne de hapishaneye düşürsün !
diyor. Genç kadın, amin "diyor.
SUR GİBİ ÇEVRİLİ HAPİSHANE DUVARI
DUVARIN-KÖŞE BAŞLARINDA-NÖBETÇİ
KULUBESİ- VE PROJEKTÖRLER -DIŞ-GÜN
Hapishane duvarı, ellerinde hafif makinalı
tüfek- nöbet bekleyen- jandarmalar, kamera
alır
TEL KAFES GERİSİNDE GÖRÜŞME-İÇ-GÜN
Mahkumlar, yakınlarıyla görüşüyor, ana baba
günü. Mert Ali'nin annesi de var, yaşlı kadın
gözlerini kırıpştırarak oğluna bakıyor. Mert
Ali, "Nasılsın ana ? Babam, bacılarım nasıl ?"
diye soruyor. "Eyiler oğlum, selamları var . Sen
nasılsın, iç çamaşır istemişsin babandan
getirdim. Gardiyanlar, sonra verecek size.
Ana, " Güllü nasıl ?" diye soruyor. "Nasıl olacak
çıkacağın günü sabırsızlıkla bekliyor kızcağız "
"Ana, Hüseyin, ağama söyle, uymasın, Kolsuz
İsmail'lere...Adamların, gözünü kan bürümüş
Bana, tehdit ,küfür, dolu mektuplar geliyor, imzası
yazanın ,ne adı ne de soyadı var, ama adım gibi
biliyorum onlar yazdı..."Gardiyanlar, " Görüşme
bitmiştir !" diyor. Yaşlı kadın, " Haydi Allah'a
amanet ol oğlum ! Babana, kardaşlarına söyleye
ceğin birşey var mı ?"diyor. Mert Ali, "Yok ana !"
diyor.
KÖY- EVLERİ - DIŞ GECE
Köy Evleri- Gök Yüzünde ay ve yıldızlar var.
Evlerin önünde birkaç zağar görünür.
GÜLLÜ'NÜN ODASI -İÇ -GECE
Güllü, yatağında yatmakta. Ayın ışığı içeriye
vurmuş. Güllü, uyuyamıyor, pencereyi açıyor
dışarı bakıyor. Köylü uykuda...Sonra, pencereyi
kapatır, geri yatağına yatar.
GÜLLÜ RÜYA-GÖRÜYOR DIŞ-GÜN
Köy çeşmesi. Çeşmede su dolduran kızlar.
Mert Ali, atın, geminden tutarak, çeşmeye
yaklaşır, "bacılar atı sulayabilir miyim ?"der.
İçlerinde Güllü de vardır. Mert Ali, ye bakar,
Mert Ali'de ona bakar. Göz göze gelirler.
Yakışıklı delikanlıdır, başında kasket, ayakla
rında körüklü çizmeler, boynunda mendil, kısa
kollu gömleğiden, kıllı kolları görünüyor.
Kızlar, gülüşerek, kenara çekilir, delikanlı ıslık
çalarak atı sular.
KAMERA GÜLLÜNÜN ODASINA -ZOM YAPAR
İÇ-SABAH
Açık pencere. Güllü, gece gördüğü rüyanın
etkisinde dir, uyanır, gözlerini açar, yastığa
bakar, sonra bunun bir rüya olduğunu anlar.
İçeriden annesinin sesi, "Gız Güllü, bostana
gideceğiz, elini çabuk tut kızım, gün düşmeden
yola koyulalım "der.
KAPI ÖNÜ- DIŞ -SABAH
Kapının önü. Kapıda bir traktör durmaktadır.
Güllü, elinde bir kilim, gelir, romorka atar.
Sonra içeri gider, tekrar çıkar evden, tüp ocak
ve bir heybeyi römorkun arkasına atar. Annesi
elinde, çaydanlık, gelir. Güllüye, "Çay bardak-
larını, çay kaşığını, çayı, şekeri aldın mı ?"der.
Güllü, " hepsi heybede "der. Önce romorka
kendisi çıkar, sonra annesinin elinden tutar
çıkarır. Ahmet, evden çıkar, traktörün dreksi-
yonuna geçer. Traktör hareket eder.
HAPİSHANE İÇ-SABAH
Mahkumların kimi, daha uyumaktadır. Kimi
yandaki yataktaki mahkumla yavaş yavaş
konuşmaktadır. Mert Ali, " Çorumlu , af söylen-
tileri var doğru mu der ?" Pala bıyıklı, esmer
adam "Vallahi öyle bir söylenti var !"der. " Her
seçimden sonra, ortaya bir laf atarlar, sonra fos
çıkar...!" "Biliyor musun kardaş, insan içeri
düşmeyince, hürriyetin kıymetini bilmiyor...Bir an
öfkeye kapılıyor, elini kana buluyor, sonra piş-
man oluyor ya, iş işten geçiyor...!" der. Öbürü
içini çeker, "İlk hapse düştüğümde ,ya ondort ya
onbeş yaşındaydım, amcam, elime tabancayı
tutuşturdu, "yeğenim, babanın kanı yerde mi
kalacak ?"dedi.."Babanın kanlıları ellerini kollarını
sallayarak ortada geziyor. Aklı tek eren ablammış
ama bilemedim, öğretmendi ,bir kasabada,
"Mustafa, sen zeki bir çocuksun kardeşim !"dedi.
"Amcam, öne sürecek adam arıyor, bir evden
bir kurban yeter...Kendi çocuklarını Liseye
üniversiteye gönderiyor, senin eline de soğuk
demiri veriyor, bırak yargı cezasını versin !" dedi.
Anam, "bu çocuğun aklını sen çeliyorsun "diye
üzerine yürüdü.
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 558 Bölmə: Sevgi varmı?