boş çerçeve
başlık :boş çerçeve
ekrem güneşli
Çiftlik evlerinde o gün telaşlı bir hazırlık vardı. Annem, "Küçük Bey, birkaç ay, çiftlikte kalacak "dedi..Teyzemin oğluyla çocukluğumuz birlikte geçmişti..İkimiz de yetişkin bir insan olmuştuk. Benim adımı teyzem koymuştu. Okuduğu bir romandaki kız kahramanın adını çok beğenmiş doğduğum zaman ,kız olduğum anlaşılınca "Funda olsun "demiş. Annem de "peki kardeşim, seni kıracak değilim ya " demiş.Yeğenim
çocukken, sarı benizli, zayıf ve içine kapanık bir çocuktu..Diğer erkek çocuklarına hiç benzemiyordu.
Teyzem, yeğenimin üzerinde o kadar baskı yapmıştı ki, mahalleye çıksa, kasabanın erkek çocukları ile oyun oynasa, hışımla geliyordu.
"Sokak çocukları onlar yavrum ! Sen benim bir tane oğlumsun, ahlakını bozarlar sonra "diye elinden tutup eve geliyordu.
Annem, teyzemin yüzüne söylemese de, yeğenimi
kız gibi yetiştirmesine çok kızıyordu. "Erkek çocuk
kavga etmesini de, döğmesini de, küfür etmesini
bilmeli canım !"diye söyleniyordu arkasından
Yaz tatillerinde, eniştem birkaç aylığına teyzemleri
bize gönderiyordu..Teyzemin oğlunu açmak için
bizim duvar komşumuzun oğlu Halil ile arkadaş
olmasını sağlamak için, o çocuğu bizim bahçeye
çağırıyordum...Kısa boylu, esmer, ama çevik bir
oğlandı..Dut ağacının tepesine çıkarken, yeğenime
"gel Haluk, sen de çık !" diye teşvik ediyordu.
Ağaçtan inerken, birinde, pantolonunu dala takmış
yırtığından , edep yerleri görünmeye başlamıştı.
Kasaba çocukları, tatillerde, bir araya gelir, kasaba
dışındaki özlere giderdi..Bahçeleri sulamak için
beton havuzlar yapılmıştı. Çocuklar, havuza atlayarak yüzerdi..Bazan, donları ıslandığı için
çıplak olurlardı..Kız çocukları , onları görünce utandıklarından gülüşerek yazlık evine girerlerdi.
* * * *
Babam, büyük bir çiftlik satın alınca, yazları çiftlikte
kalıyorduk. Hem tatilimizi geçiriyorduk hem de kışlık turşumuzu, reçelimizi, pekmezimizi hem de
peynirimizi, yağımızı hazırlıyorduk.
Teyzemin oğlunun, bünyası zayıf olduğu için, doktor
lar tarafından , havası temiz, yayla gibi yüksek yer
lerde kalmasını tavsiye ettiğini , gelince, ona çiftiliği
gezdirmemi söylemişti babam...Ata çok iyi bindi-ğim için, koşu atı İngiliz kısrakların, antraman yap-masında seyis Duran'a yardım etmemiistemişti
Babam, anneme, " yeğenini almak için, biz istasyona gidiyoruz !" demişti..Babam ön tarafa ,
ben de arka koltuğa oturmuştum. Yeğenimi çok,
merak ediyordum...Çocukken, çok sessiz, bir oğlandı. Aradan epey zaman geçmişti, şimdi sesi
kalınlaşmış, kasları gelişmiş, sakalı bıyığı çıkan
bir erkek düşünüyordum...İstasyonda, arabadan
indik. Babam, " Arabayı garın arkasına çek biz
oraya geliriz "dedi. Şoför, "Peki beyim dedi..
Babam, kolundaki saate baktı. "Tren, bir aksilik
çıkmazsa, yarım saat sonra burada olur !" dedi..
"Baba, teyzemin oğlu, yalınız mi gelecek ?" dedim."Eniştenle, teyzen , izne çıkınca gelecek !" dedi.
"Yeğenini muayene eden doktorlar, ciğerinde leke
görmüşler galiba, biliyorsun verem , iyi bakım,
temiz gıda, bol oksijenli yer ister , sakın, verem
olduğunu ağzından kaçırma, çok üzülür, hastalığı
ilerler..." Trenin ikinci perona geleceğini öğrenmişti
babam...Saat tam 9.30 da tren göründü..Önün
-deki Lokomotifin vagonları çektiği trenin düdüğü
çalınca, yeğenimle ilk kez erişkin bir insan olarak
karşılaşacağım için, heyecandan kalbim çarpıyordu.
Tren, gıcırtılarla ağır ağır perona girmişti..Yanaşınca
tren durdu. Yolcular inmeye başladı. Trenden inen
sarışın, uzun boylu, zayıf, ince bıyıklı, bir delikanlı
hemen dikkatimi çekmişti..Bu yüz yabancı gelmi-
yordu bana. Elinde büyük bir valiz, etrafına şaşkın
şaşkın bakıyordu. Elimle , neşeli biz buradayız
diye işaret ettim. Valizi çok zor taşıyordu. Gittim,
" Şey...Hoş geldin Haluk !" dedim. "Dur, ben sana
yardım ediyim ,Valizi aldım, " sen bırak ben taşırım
dedim. Valizi aldım, o sessizce arkamdan geldi.
Babam, "Haydi çocuklar, siz cipe binin ben de arka
dan gelirim dedi .Valizi taşırken bir yandan da
teyzemin oğluna bakıyordum...Hayal ettiğim gibi
bir erkek değildi...Daha çocuktu sanki...Sıkılgan
hali, suskunluğu, ve zayıflığı, içimde ona karşı bir
acıma duygusu oluşmuştu.
Şoför, elimden valizi aldı, cibin arkasına yetiştirdi.
Teyzemin oğlu ile arka koltuğa oturduk. Babam
ön tarafa oturdu. Şoföre, "Gidebiliriz !" dedi..
* * * *
Cipten, indik, babam, "siz eve gidin, ben tarlaya
bir uğrayacağım, sonra gelirim "dedi..Valizi cipten
indirdim, yeğenimle, çiftlik evinin demir kapılı
bahçe kapısından içeri girdik. Annem, balkondan
bize el sallıyordu. Emaktar kahyamız Bayran
efendi, valizi elimden aldı, önden yürüdü..
"Havuzun kenarında oturup biraz dinlenelim !dedim
Mermer, havuzda, renkli süs balıkları çok hoş
görünüyordu. Bir şezlonga oturdum. O da boş bir
şezlongo oturdu. "Gülümseyerek, "Teyze oğlu
neden susuyorsunuz ? Hiç konuşmuyorsunuz ?dedim
İstanbul güzel mi ? " dedim. Teyzemin oğlu
yüzüme baktı, " İstanbul çok sıkcı, hep böyle bir
yerde yaşamayı isterdim !" dedi. Gözlerine
baktım, çok güzeldi..Teyzem de çok güzel bir
kadındı...Uzun boylu, sarı dalgalı saçlı, saçları ta
topuklarına kadar uzanırdı, balık etinde bir teni
vardı...Ama, teyzem daha sıhhatliydi, enişteme çek
mişti galiba yeğenim...Eniştem de çok zayıftı
ikide bir anjin oluyordu. Havuzdaki süs balıklarına
bakarken, yeğenime karşı içimde sıcak bir sevgi
oluşmuştu...Acımaya benzeyen bir duyguydu bu...
Çiftlikte, erkeklerle konuşmam, yasaklandığı için
atla gezintiler yaparak içimin sıkıntısını gidermeye
çalışıyordum...Çok güzel bir kızdım, yüzüm anneme
benzerdi, yanaklarım pembeydi ,gözlerimin gök ren
gini ise babamdan almıştım.
* * * *
Annem, "Teyzenin oğlunun odasını hazırladın mı ?
dedi.."Onun odası, bahçeye bakan oda olsun !
Hem ferah, hem de sabah güneşi alıyor ..."
Teyzemin oğlunun önce yatağını yaptım, sonra
valizdeki elbisesini çıkarıp askıya alıp, gardropa
astım...Sonra, pijamasını, terliklerini, tıraş makinasını, havlusunu, küçük el radyosunu, traş kremini çıkardım. Pijamasını ikiye katlayıp, yatağı
nın üstüne koydum..Traş makinasını, küçük el
radyosunu, traş kremini, kolonyasını karyolanın
yanındaki dolaba koydum
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 577 Bölmə: Sevgi varmı?