şakayık
başlık: şakayık
rumuz : yonca
Onunla Fen Fakültesinde tanışmıştım. Sessiz,
sakin bir kızdı. Bizim Fakülte, FKB dersini Fen
Fakültesinde gördüğü için, okula uğramadan
Beşevlere giden otobüse binerek soluğu Fen
Fakültesinin jeoloji Kürsüsünde alıyordum...Fen
Fakültesi öğrencileri dışında başka fakültelerden de
öğrenci geliyordu. En kalabalık öğrenci grubu
Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin Beşeri Coğrafya
bölümündendi...
Jeoloji Kürsüsü Profesörü Mahir Bey, kürsüde
minerallerin özelliklerini , nerelerde bulunduğunu
uzun uzun anlatmaya başlayınca, zaten kalabalık
olan sınıf yetmezmiş gibi, havanın çok sıcak olması
bizi uyuştururdu...Hocayı dinlyor görünsek te
başımız öne düşüyordu...Hoca da uzattıkça uzatı-
yordu. Yanımdaki kızlar gülüşerek birşeyler konu-
şuyor, erkek öğrenciler de kızlara laf atıyordu....
Dersi kaynatmak isteyen bir kız elini kaldırdı.
"Hocam ,size bir soru sorabilir miyim ?"dedi.
Mahir Hoca, kendisine soru sorulmasından
hoşlanırdı..."Tabii kızım !"dedi.
" Hocam, erkek sinek ile dişi sinek nasıl ayırt
edilir ?" dedi. Bu soru, Mahir Hoca, dışında herkesi
güldürmüştü...Kızlar, güldüğünü belli etmemek için
sıranın altına yatıyor, erkekler, hocayı kızdırmak
için, bir lastiğe, kıvrılmış bir kağıt iliştirerek, Hoca
arkasını dönünce, kara tahtaya nişan alıyorlar,
kağıt, kara tahtaya temas edince garip bir ses
çıkarıyor, o ders öyle kaynayıp gidiyordu...
Meral , Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin B....
Bölümündeydi. Diğer kızlara hiç benzemiyordu...
Öbür kızlar, kızlık zarının elastiki olup olmadığını,
kızlığı bozulmuş bir kızın, şapla , nasıl bu ayıbını
örtüğünü, erkeklere taş çıkartırcasına anlatırken
o onların içine girmezdi...Çekingen bir kızdı...
Diğer kızlar, kendine bir erkek arkadaş bulurken
Meral erkeklerle pek konuşmazdı...Ders bitince de
sessizce çekip giderdi..
Meral kimdi ? Nereliydi ? Neden erkeklere karşı
çok çekingendi ? Kafamda hep bu soru vardı ...
İlk tanıştığımız günü hatırlıyorum, Mahir Hoca
daha derse girmemişti...Hocadan önce içeri girip
sıra kaptık...Yoksa, açıkta kalabilirdik...Kimi yanın-
daki kız arkadaşıyla konuşuyor kimi de dışarıda
sigara içiyordu. Yanım boştu. Orta boylu, esmer
ne çok güzel ne çok çirkin bir kız " oturabilir
miyim ?"dedi.
"Tabii !"dedim. Oturdu. Adının Meral olduğunu,
B...coğrafya Bölümünde okuduğunu söyledi.
Biz de ayni bölümde ders gördüğümüz için
"Profesör D..B...yi tanıyıp tanımadığını sordum
"Bizim hocamız "dedi.. Hoşlandığı şeyleri sordum
Edebiyat tutkunu olduğunu söyledi..John Steinbeck!i
Kafka'yı, Panait İstrati'yi , severek okuduğunu
bizim yazarlardan da, Yaşar Kemal'i, Atilla İlhan'ı
da çok sevdiğini ilave etti...Tiyatroya, sinemaya
ailece gittiklerini, büyük ağabeyisinin hala
Amerika'da olduğunu, ortanca ağabeyisinin çok
sinirli olduğunu, kendisine göz açtırmadığını ,
ondan çok korktuğunu, babasıyla ,annesi çok
yaşlı oldukları için evde Ortanca ağabeyisi
Korhan'ın sözünün geçtiğini, ağabeiyisinin bir
otomobil galerisi olduğunu, küçük erkek kardeşi
Önder'in de onun yanında çalıştığını, tek bekar kız
olarak kendisinin kaldığını söyledi. Meral'ın ders
biter bitmez, okuldan, oyalanmadan Anıttepe'ye
giden otobüs durağına neden koşarak gittiğini
ve durağa gelen ilk otobüse binerek , bana
otobüsün camından neden el salladığını şimdi
yavaş yavaş anlamaya başlıyorum galiba...
Fakültede samimi olduğum üç arkadaşım vardı.
"Adımız ayrılmaz üçlere çıkmıştı" Diğer bölüm
öğrencilerini de tanıyordum..Eskiden sağ-sol diye
bir ayırım yoktu...Kavga da pek olmazdı...Öğrenci
derneği seçimi sırasında ufak- tefek tartışmalar
olmuştu aramızda ya, büyümeden , dernek başka-
nı yatıştırmıştı kavgayı.
E...en şamatacı oğlandı. H...daha ağır başlıydı.
İkisi de zeki çocuklardı..Haa, M...den de bahset-
meden geçemeyceğim...Saçının ön tarafında
beyazlık olduğu için hemen tanınıyordu...Meral'le
tanıştırdım onları...
Önce Siyasal Bilgisinde başlayan ,- yemeklerin
kalitesiz olduğu ileri sürülerek,- sonra Tarım
Bakanı Bahri Dağdaş'ın Z...mühendislerini 657
saylı Personel kanununa tabii edecek duyumu
üzerine başlayan, boykot, ve yürüyüşler diğer
fakültelere de sıçramıştı...Kurunun yanında yaş ta
yanıyordu...Hepimiz Anadolu'nun muhtelif yerle-
rinden gelen fakir çocuklardık...Yurtlar, birer
anarşi yuvası haline gelmişti...Korkumuzdan
derse giremiyorduk...Muhakkak bir taraftan olmak
zorundaydık...Derse, girmediğimiz, için, fakültenin
karşısındaki kahvede E...H...ben ve M...tavla
atıyor, sonra köşe başındaki dönercide öğlen
yemeğini yiyorduk...Gündüzün gözüne, her iki
grup ta, taşlarla, soplarla, demir çubuklarla hatta
kasap satırlarıyla, bir birine acımadan saldırıyordu
Gizli bir el ,sanki gençleri yönetiyordu...
Bülent Ecevit'in Fakülteye geldiğini haber almış
tık...Sol grupun olay çıkaracağını adımız gibi
biliyorduk...
Meral, "Çok candan arkadaşların var !" dedi.
"Sizler, olaylara pek karışmıyorsunuz "
" Olayları kışkırtanlar hep zengin çocuğu Meral,
sonra, fakir Amadolu çocukları, bir birine kırdırı
lıyor !" dedim.
Son zamanlarda, köşe başları da tutulmuştu.
Fakülteye gidemiyorduk, ama bir sömestir kaybı
mız olacak diye de korkuyorduk...
Okul bir aksilik olmazsa bu sene bitecekti
E...nin babası İlköğretim Müfettişiydi, ve tezleri-
mizi yazmak için daktilo lazımdı, dışarıda tez
yazdırmak pahalıydı...E...bu işi üzerine almıştı.
Polis, kasabada,babama "oğlun asker kaçağı, gelsin
teslim olsun !"diye dükkana gidip ihtar yapmış
Okulun, askerlik tecil belgesini göndermediğini
anladım...Dışarıdan, Hasan Oğlan, öğretmen okulu
sınavlarına girerek, satajyer öğretmen olarak
diplomamı almıştım...Askere öğretmen olarak
gidecektim...Çünkü o zaman lise mezunları
Doğu Anadolu Bölgesine, Yedek Subay Öğretmen
olarak atanarak, askerliklerini tamamlıyorlardı.
* * * *
Meral'la bir süre görüşememiştim. Çünkü
Fakültemiz tatile girmişti. Ben de güzün askere
gidecektim...O gün , son kez, onunla Kızılayda
buluştum...Denizden gelmiş, yüzü parlaklaşmış.
Bu ara, Fakültede olaylar başlayınca, yurttan
ayrılıp , Dış Kapıda bir otele girdiğimi söylemedim
size...Otelde emekli bir polisin oğlu Özkan katipti
Meral, a kaldığım Otelin adresini vermiştim, geldi.
Bana bir de roman getirmiş, hediye etti.
"Teşekkür ederim !" dedim
Biliyorum, benden, arkadaşlığın devamını
istiyordu, belki de bana hayat arkadaşı gözüyle
bakıyordu. O bu sene, okulunu bitirecekti, belki
bir kasabaya stajer, Coğrafya öğretmeni olarak
atanacaktı. Oysa, benim okul, boykot nedeniyle
uzamıştı.
"Üzgünüm Meral, analığımın akrabası olan
bir kızla evleneceğim ben !"dedim."Çünkü ailem
öyle istiyor
Gülümsemişti "Sana hayatta başarılar !"dedi.
" Ben de sana başarılar dilerim !" dedim.
Göz pınarlarında iki yaş gördüm.
Bu veda göz yaşlarıydı...Elvada sevgilim der
gibiydi bu...Sonra, sessizce oradan uzaklaştı
NOT : Yazarın okul yıllarından bir anısından
faydalanılarak yazılmıştır bu hikaye
Tarix: 19.11.2013 / 04:08 Müəllif: Akhundoff Baxılıb: 725 Bölmə: Sevgi varmı?