Ben Antalyadan Özgür... Yazdıklarım tamamen doğrudur.. İsimler Hariç... Buraya neden yazıyorum onu bilmiyorum... Ben Şuan 31 yaşında biriyim... Anlatacağım olay 1999 yılının Ekim ayında başıma geldi.. Her zamanki gibi işten eve dönerken.. dolmuşta ayakta bekleyen güzel gözlü çok masum yüzlü.. bir güzel kız gördüm... ama ağlıyordu.. sanki gözyaşları içime damlayan ateş parçaları gibi geldi.. içimi yakıyor gibi hissettim o an... Sonra dolmuştan indi Antalya dokuma civarında... Ben eve gittim ama nasıl gittim birde bana sorun... Uyumak için yatağa girdiğimde uyuyamıyor sürekli onu düşünüyordum.. Bir hafta böyle geçti.. Sonra bir müşterime gittimde diğer dükkanın kapısının önünde onu gördüm.. O an çok mutlu olmuştum.. Çünki çalıştığı yerde arkadaşım vardı... onunla irtibata geçtim... yalvara yalvara ev telefonunu alabildim... aramaya cesaret edemiyor.. akşama kadar elimde telefon geziyordum.. sonunda bir bayan arkadaşıma aratıp cep telefonunu kardeşinden zor bela aldırdım.. ben arkadaşıyım falan ayaklarıyla.. Şimdi mesaj çekme zamanıydı.. ve cektim.. sadece çok güzelsin diye mesaj çekebildim.. Turkcelden Telsime mesaj 45 dakkada falan gidiyor o zamanlar... Cevap yaklaşık 1,5 saat sonra geldi.. Her mesajımın cevabı belliydi "BENİ RAHATSIZ ETME" sonunda yani 2000 yılının nisan ayında yani altı sonra bir akşam ne yazsam bana kızmaz beni anlar diye düşündüm ve "HASTAYIM ÖLÜYORUM DİYE" mesaj attım. Cevap çok güzeldi.. "neyin var" bende kötü olduğumu yarına çıkamayacağımı söyledim.. oda benimle mesaj arkadaşı olabileceğimizi söyledi.. çok mutlu olmuştum.. Ertesi gün arkadaşlarla buluştuk.. Herkese anlattım herkes sevindi.. ama bu sefer bizim takıldığımız mekana o da arkadaşlarıyla gelince dahada bi sevindim... o nu sevrediyor.. çok mutlu oluyordum.. telefonuma mesaj geldi o ara "HANİ ÖLÜYORDUN YALANCI" diye ve ben mesajı okurken bana baktığını gördüm. yani beni tanıyordu.. elim ayağım birbirine dolaştı ve ordan kalkıp gittim.. ve 2000 yılının mayıs ayı askere gittim.. askerde arkadaşıma mektup gönderdim ona ver diye. oda götürüp vermiş... telefonla konuşmaya başladık.. ama nedense hep içimde bir imkansızlık beliriyor.. korkuyordum onu kaybetmeye... askerden 3 kere izine geldim.. üçündede onu gördüm.. beraber oturduk.. kalbim o kadar hızlı çarpıyorduki çok mutluydum.. askerliğim 18 sürdü ama bide o 18 ayı bana sorun.. nöbetlerde şarkılar söylerdim.. mektup yazarken en az 10 kere temize çekerdim.. ve nihayet askerden döndüm... iki hafta olmuştu döneli ama görüşemiyorduk... birgün ofiste çalıştığım ve benim mektuplarımı götüren bayan arkadaşın yanında otururken vc gitti arkadaşım telefonuna mesaj geldi bizde samimi olduğumuz için mesajı okudum.. öldüğüm gün o gündür... aynen şöyle yazıyordu "canım çok sıkkın ..... beni aramıyor" yazıyordu.. ama o .... kişi ben değildim.. yani anlayacağınız 2,5 sene yemeden içmeden düşündüğüm aşık olduğum kişi başkasını seviyordu ve en yakın arkadaşım ben üzülmesin diye bana söylememişti.. 8 yıl geçti aradan evlendi 2 çocuğu var bense hala onu gizli gizli görüyor ve içim bi buruk oluyor.. Ama dönüşü olmayan yola girdik... O Evli Ben Evli.. ve Eşimi çok seviyorum...
Tarix: 03.12.2014 / 17:59 Müəllif: Aziza Baxılıb: 278 Bölmə: Sevgi şerləri