Mevlid Kandili
Kandiliniz Mübarek Olsun, 23 Ocak 2013
"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak
gönderdik."
(Enbiyâ, 107)
İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve
en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz
Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri
aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi
doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571
yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır.
Bu mübarek geceye
"Mevlid Kandili" denir.
O'nun doğduğu çağda dünyanın her
tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış
yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık
korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş,
dünya yaşanmaz hale gelmişti.
O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu
için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.
O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir
sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün
doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir
fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili
peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın
bütün insanlara en büyük nimetlerinden
birisidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle
buyurulmuştur:
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın
âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve
inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine
Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber
göndermekle Allah, müminlere büyük bir
lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce
onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler."
(Âl-i İmrân, 164)
Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan
beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili
Peygamberimiz derin bir saygı ile
anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman
Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı
"Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun
doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en
güzel bir şekilde dile getiren değerli bir
eserdir.
Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde
okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun
mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç
şüphesiz büyük milletimizin Sevgili
Peygamberimize olan engin sevgi ve
bağlılığının bir ifadesidir.
Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu
hayatını öğrenmek ve kendimize örnek
almak başta gelen görevlerimizdendir.
Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu
kazanmış oluruz.
O âlemlerin Rabbinden, "Alemlere rahmet
olarak gönderildi." Asırlara sığmayacak
inkılapları birkaç sene içerisinde
gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa
gömen babalar O'na ve getirdiği prensiplere
iman ettikten sonra mükemmelleştiler,
dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet
rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O'nun
tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan
alışkanlıklarını bıraktı.
O, yirminci asır insanının yüzyılda
yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti,
hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir
solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir
saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara
taştı.
Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed
kendisinden önceki peygamberler gibi
sadece bir kavme veya millete değil, bütün
insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir.
O'nun diğer peygamberlerden en farklı
yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur'an-ı
Kerim'de şöyle buyurulur:
"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve
uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların
çoğu bilmezler."
(Sebe, 28)
İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz.
Peygamber'in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu
mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun
sünnetine ihtiyacı vardır. O'nu örnek almak,
Kur'an'a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)'nın
ifâdesiyle O'nun ahlâkı Kur'an'dı. (Müslim,
Misâfirîn, 139). Kur'an-ı Kerim,
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in inananlar
için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve
bu hususta şöyle buyurulmaktadır:
"Andolsun, Allah'ın rasûlünde sizin için,
Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar
için ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir
örnek vardır." (Ahzâb, 21)
Bu geceyi nasıl ihya edelim?
Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi
açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan
böyle yüksek şanlı bir Peygamber'in ümmeti
olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere
ne mutlu!
Bu geceyi vesile bilerek, O'na
ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu
gecenin manevî zenginliğinden istifâde
etmek için en azından bir Tesbih Namazı
kılalım, bir de Hatm-i Enbiyâ yapalım,
Kur'an-ı Kerim okuyalım.
O'na ümmet olan müminlere gevşeklik
yakışmaz.
Unutmayalım...
Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez
Peygamberimizin, doğumunu anarken,
yalnız mevlid okumak, ilahiler söylemek ve
kandil simidi dağıtmak yeterli değildir,
sadece bu geceyi yaşamak yeterli
değildir.
Yüce Allah'ın sevgisine,
hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin
yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan
gitmektir...
"De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki,
Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı
bağışlasın..."
(Âl-i İmrân, 31)
Kandiliniz Mübarek Olsun
Beyaz Bahçe'de
Çaykur'un 42 No'lu Tirebolu Çayı'nı
yudumlarken ayrı bir haz alacaksınız.
Tarix: 23.01.2013 / 23:27 Müəllif: *_*M_O_N_I_K_A*_* Baxılıb: 1336 Bölmə: Tarixdə bu gün